Bir şeyler içmenin vakti geldi diyerek Vesterbrogade üzerinden Carlsberg musema ilerliyoruz.
Üretim ve
çoğu alanı taşınmış olsada orjinal hali korunmuş olarak kurulu olan
müzede, geçmişten günümüze ufak bir yolculuk yapıyoruz. Giriş ücreti
olan 65 ddk yı ödedikten sonra aldığımız, 2 bira içebileceğimiz fiş ve
harita ile bira tarihi, şişe sergileri, logoları, tahıl ambarı, Carl
Jacobsen in heykel bahçesindeki koleksiyonları ,1847 yılından bugüne
kadar olan videolarını izliyoruz.İlk ihracat 1868 de iskoçyaya gönderilen bir fıçı bira ile başlamış.
Üretim ve satış başarılarından dolayı W.Churchill ve Queen II. Elizabeth fabrikayı ziyaret etmiş1975 yılında Danimarkalı iki büyük şirket olan Carlsberg ve Tuborg birleşmiş
Tur sonunda
hediyelik eşya bölümünden ufak birkaç parça aldıktan sonra Bar Jacobsen
e geçiyoruz. Girişte favori bira kokumuzu bulmak üzere aroma odasına
uğruyoruz. Biraya oldukça felsefik yaklaşmışlar "Bira içiminin beyin
tarafından oldukça basit bir eylem olduğu ,tadımı keyifli hale getirenin
duyularımız olduğu için favori bira kokumuzu bulduktan sonra içimin
daha keyifi hale geleceği" yazıyor. Bizde başlıyoruz koklamaya :)
tıpaları çıkardıktan sonra şişeyi kokladığımızda üzerinde yazan herşey
gerçekten birebir kokuyor.Sonuç;
***İlk tercih Limon ,greyfurt ...vb kokular olduğundan Carlsberg Pilsener
***İlk tercih Limon ,greyfurt ...vb kokular olduğundan Carlsberg Pilsener
***İkinci tercihimiz Kahve ,karamel,kızarmış ekmek!...vb olduğundan Brown Ale nin uygun olduğunuzu öğreniyoruz.
Bilinçli bir şekilde biralarımızı alıyoruz:)hmmm.... gerçekten başarılıı:)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder