30 Mart 2012 Cuma

PRAG

Bir bayram tatilimizde bu sefer hiç aklımızda yokken apar topar tur ile Prag 'a gitmeye karar verdik. Ve yola çıktık .Otelimiz oldukça merkezi olduğundan gezerken hiç zorlanmadık diyebilirim.İlk günümüz panoromik şehir turu ile başlamıştı bile. Tur olayına pek alışkın olmadığımızdan sürekli geç kaldık ve herkes bizi geç kalan çift olarak benimsedi:)
İlk durak Kale Bölgesi
(Hradcany)
                                              Prag kalesi


Prag kalesinin hemen yanındaki oldukça büyük açık alan  Hradcany meydanıdır.
Toskan,
Martinic, Schwarzenberg ve Başpiskoposluk sarayı, Avrupa Sanatları Ulusal Galerisi buradadır. Burada şehrin oldukça büyük bir kısmını görüntülemenizde mümkün




Wallenstein Sarayı (Valdstejnsky Palac)



 Aziz George Bazilikası (Bazilika Svateho Jiri)


Aziz Vitus Katedrali (Katedrala Svateho Vita)
Altıntaç kapı yani güney kapısı


                                          Prasna brana (Barut kulesi)

                                 

Karl (Karluv most) köprüsünden geçerken şakır şakır yağmur yağmaya başlayınca hiç resim çekemeden tamamen anı yaşayarak ilerliyoruz :) ressamlar,enstrüman çalanlar da koşturmaya başlıyor.Tabii ki Jon Nepomuk heykelinde durup dilek dilemeyi unutmuyoruz.Şaşırtıcı ama tüm dileklerin gerçekleştiği söyleniyor. Aç parantez benimki oldu :)
Artık kale bölgesini bitirmiş olup Stare Mesto (Eski Şehir) 'e doğru ilerliyoruz.Restaurant, barlar, cafeler, hediyelik eşya dükkanları ile olduka canlı bir alana geçmiş bulunuyoruz.


                              Astronomik saat (Orloj) 

  
Sanırım bayram olmasının da büyük etkisiyle(o sene en çok tercih edilen yer idi.) çoğu kişi Prag'ı tercih ettiğinden  kendimizi Türkiye'de hissettik. Çevremizde o kadar çok türkçe konuşuluyordu ki:))
Meydanda ki cafelerden birinde oturup saatin atraksiyonlu bir hal almasını bekledikten sonra,biraz daha gezinip otelimize döndük.İlk günümüzü böylelikle tamamlamış olduk.Artık kendi planımıza göre rahat rahat gezebiliriz.Tur ile ilgimiz yok,hatta geçte kalabiliriz. Süper..

Sabah yeni şehir (Nove Mesto)'den başladık turumuza.Otelimizden şu an ismini hatırlamadığım ama üzeride birçok mağaza ve restauranın bulunduğu oldukça keyifli caddeden yürüyerek ulaşmıştık dönüştede metro ile çok rahat bir şekilde dönmüştük.


                           Narodni musem (ulusal müze)
 

Müzenin çok ilginç olduğunu söyleyemiyeceğim ama  gitmişken görmekte fayda var . İçeride doldurulmuş çeşitli hayvanlar,mimari hoş..vs 
Ulusal müzeden dümdüz aşağı inenerseniz Wencesles square desiniz,

     
Artık acıktığımızı anlayınca Newyorker 'ın hemen yanında Pissa Coloseum'da pizza ve kozel (çek birası) denedik süperdi tavsiye ederim.Tabii servis genel olarak her yerde kötü burasıda aynıydı.Yemek siparişini verdik,içecek için seçim yaparken bi baktık garson gitmiş .aaa ne biçim iş derken sonraki akşam 4 tabak üst üste ve içinde çatal,bıçak masamıza bırakılınca genede kibarmış bu garson dememize sebep olmuştu:)


    Old town square'e döndük akşam saat kulesinin yanında bulunan ışık gösterileri için biletimizi aldık ve şehrin en şık caddesi olan parizska caddesinde gezinmeye başladık.Artık hava kararmaya başlamıştı. josefov-Musevi mahallesini de gezdik orada bulunan karşılıklı 2 hediyelik eşya tarzı şeyler satan dükkanın sahibide türk,sohbet muhabbetten sonra absinth pazarlığı yaptık ama aldığımız tüm fiyatlardan daha fazla vermişlerdi :),saatin farkına vardığımızda son sürat gitmemize rağmen gösteri başlamıştı bile:( kaçırmıştık geçmiş olsun çok geç kalmıştık.

                                 Old-New Synagogue
 
                                       

 3. günümüzde otelimizin hemen yanındaki Namesti Republiky den başlamıştı.
                                     Namesti Republiky

                            


 Televiznivysilac (Tv Kulesi) metro ile gitmeyi tercih ettik,zaten indiğimiz istasyona çok yakındı. 1970 yılında inşa edilmiş kule 100 metre  ,o zamanlar batıdan gelen sinyalleri bozmak amacı ile yapıldığı söyleniyormuş.Kulede restaurant da var. Manzarası harika pragı kuşbakışı görmek isteyenler kesin gitmeli

                               Televiznivysilac (Tv Kulesi)

                  Çatı üzerine yapılan çizimler hoşumuza gitti ama resimde pek çıkmamış galiba:)

                            Kule'nin yanındaki adını bilmediğimiz kilise :)

         
 Evettt asıl macera şimdi başlıyor ,nereden duyduk, kim söyledi hatırlamıyorum ama (zaten bir bulsam..:) dünyanın en büyük at heykeli olan Zizkov Anıtını görmek için yola koyulduk. Yol dimdik uzun bir parkın içinden yürü yürü yürü gelinen nokta aşağıda... gidip gitmeme kararı sizin
          Uzun bi süre ; at, anıt , heykel göresim kalmadı:)
          
      Sanayi mahallelerinin arasından koşar adım dönüşe geçmiş iken kalabalık bir topluluk görüyoruz. Bizde hemen arkalarından ilerliyoruz. rengarenk bir yapı hemen giriyoruz.

                                      Jubilee Synagogue  
  
  
    Metro ile uzun bir süre gidip sanırım son durakta iniyoruz.Bize söylenene göre en büyük süpermarketmiş.Gezinip otelimize dönüyoruz.

                               
         Akşam yemeği için Filiz ve Umutla buluşup meydanın ara sokaklarından "Novomestski Pivovar" a giriyoruz. Porsiyonlar kocaman, yemekler,mekan,fiyat çok uygun herşey süper de, servis için aynı şeyi söyleyemiyorum.Herşey masaya bırakılıp gidiliyor.Gerisi size kalmış..   

    
Artık son günümüz, istikamet herkesin mutlaka görün dediği kaplıcaları ve maket evleriyle ünlü Karlovy Vary. Metro ile Florenc,oradan otobüs ile yaklaşık 2 saat sonra Karlovy Vary deyiz. Atatürk 1918 de geldikten sonra Yalova kaplıcalarının yapılmasını istemiş. 
  
                                                
 Nehir boyunca yürüken farklı sıcalıklarda içilebilir kaynak sularının aktığı çeşmeler var. Birde bizdeki kağıt helvaya benzeyen incecik helvalar satan dükkanlar vardı. 


      Hot spring colonad ve sağlık tanrıçası Hygıeia yı gördükten sonra hazırlıklı gittiğimiz için kaplıcalardan birini de deniyoruz tabii.
Dönüş yolunda kocaman Becherovka şişesinin yanında resim çektirmeyi de unutmadık. Zamanında Jan Becher tarafından ağrıları iyileştirmek için 32 çeşit ot kullanılarak yapılmış Karlovy de her ailenin evinde ilaç niyetine bulunuyormuş:)

                  
                         VE  Prag maceramız da burada son bulur.....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder