10 Eylül 2011 Cumartesi

Malmö


 Ekim ayının ilk haftasında yapmış olduğumuz Danimarka - İsveç turumuzda hava  gayet güneşli ve gezmek için çok uygundu.Yaptığımız program ; Malmö-Kalmar-Kopenhag ile sonlanacağından  kastrup tan  biletlerimizi alıp tren ile Oresund köprüsünden Malmöye doğru ilerlemeye başladık.
Oresund köprüsü  Baltık denizi üzerinde 8 km ( tünel ile birlikte 16 km ) uzunluğunda isveç ile danimarkayı birbirine bağlayan 2 katlı olarak inşa edilmiş (alt kat tren , üst kat ise araçlar için )  dünyanın en uzun köprülerinden biri .Yaklaşık 20 dk sonra otelimize en yakın istasyon olan triangeln stationda indik ve bavullarımızı otelimize bıraktıktan sonra gezimize başladık.
İlk dikkatimizi çeken Malmö'nün oldukça düzenli, temiz, bakımlı küçük ve şirin bir yer olması ve sokaktaki tüm insanların neredeyse spor yapmak için çıkmış olmaları :)
Turumuza Malmöhaus ile  başlıyoruz ; rönesans döneminden kalan etrafı sularla çevrili eski bir şato; tarihte bir dönem hapishane olarak da kullanılmış.
 
Kungspark; hava biraz güneşli olduğundan herkes çimlerde güneşlenme modundaydı.
 Turning Torso ; Santiago Calatrava tarafından tasarlanmış  olan 54 katlı, 190 m uzunluğundaki Kendi ekseni etrafında dönen bina dokuz adet beşgenden oluşuyor.En üstteki bölüm, en alttaki birinci bölüme göre saat yönünde 90 derece dönmüş duruyor. Ofislerin ve 147 lüks dairenin yer aldığı bina İskandinavyanın en yüksek rezidansı

Ardından Central Station'a doğru yol alıyoruz meşhur düğümlü silah heykelini görmek istiyoruz ama yapılan çalışma yüzünden kaldırmışlar dolayısıyla göremeden ilerliyoruz :(
 
Lilla torg  oldukça hareketliydi,  meydanı Kral Karl heykeli süslüyor
 Tarihi Lejonet Eczanesinin önünden
Kentin simgesi olan heykelciklerin arkasından  stortorgete girmiş bulunuyoruz.
 
Her çeşit markanın bulunduğu ufak çaplı bir istiklal caddesi olan bu sokaktaki tek fark istiklalde alışveriş yapılıp buradaki fiyatların neredeyse 3 katı olmasından dolayı sadece gezilmesi :) 
Ve caddenin sonu..
Malmö ye geldiğinizi rögar kapaklarından da anlayabilirsiniz:)
Vitrini ile dikkatimizi çeken Shock adındaki mağazaya giriyoruz. Fakat fot. çekmenin yasak olduğunu çektiğimiz birkaç fotodan sonra yapılan uyarıdan anlıyoruz.

Mola verip otelimize dönüyoruz. Saat 6 gibi tekrar çıkıyoruz ünlü alışveriş merkezi  triangelni geziyoruz. Fakat sokaklar bomboş tiyatrodan çıkan birkaç kişi dışında neredeyse hiçkimse yok.
Ertesi gün Kalmar biletimiz saat 16,00 da olduğundan Brygghuset Çikolata Fabrikasını aramaya koyuluyoruz bulduğumuzda ise hayalkırıklığına uğruyoruz. Minicik bir cafe ve cam bölümün arkasında çikolata yapan 3 kişi .
Kendimizi sokaklara atıp alışveriş caddesi, market ve avmleri turluyoruz.Ve yine bir market....
 
Artık kalmara gitmek için tren istasyonundayız
 
Central Station ve baklava:)
Trenler oldukça dakik ve saniye şaşmadan hemen istasyonda oluyorlar .Aktarmalı olarak gideceğimizden Alvesta da inip Kalmar için trenimize biniyoruz.Yaklaşık 40 dakikalık bir aramız var  Alvestada biraz geziniyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder